Trafiğe çıkan otomobil sayısı ile doğru orantılı olarak artan karbon emisyonu, ekolojik döngü için oldukça büyük bir tehdit oluşturuyor. Peki, bu durum karşısında araç paylaşımı modeli nasıl bir çözüm olabilir?
Son yıllarda karbon salınımının çevreye verdiği zararlara yönelik önemli bir farkındalık geliştiriliyor. Özellikle nüfusu fazla olan şehirlerde, ulaşım için özel otomobillerin tercih edilmesinin çevre için oluşturduğu riskin boyutlarına dikkat çekiliyor. İşte araç paylaşım modeli de tam olarak bu noktada gündeme geliyor!
Karbon salınımının azaltılmasına çözüm getirmesi beklenen araç paylaşımı, kişilerin veya kurumların dakikalık ya da günlük olarak araba kiralayabildikleri yenilikçi bir ekonomi modeli olarak karşımıza çıkıyor. Paylaşımlı araçların hem sunduğu çevresel sürdürülebilirlik hem de kullanıcılarına sağladığı faydalar sayesinde, trafikteki özel araba sayısını günden güne azaltabileceği düşünülüyor. Öyleyse gel, bu çevreci sistemin ekolojik döngüye olumlu etkileri neler olabilir birlikte inceleyelim!
Doğal kaynakların sürdürülemeyecek şekilde kullanımı, ekolojik döngüyü olumsuz etkiliyor. Özellikle karbon emisyonunun, canlılığa ve doğaya verdiği zararın ciddiye alınması gerekiyor. Yapılan araştırmalar, karbon ayak izinin oluşumunda ulaşım sistemlerinin yüzde 23’lük önemli bir paya sahip olduğunu gösteriyor. Ulaşımın karbon salınımında bu denli büyük bir paya sahip olmasının başlıca nedenlerinden biri olarak ise özel arabalar gösteriliyor.
Green Peace’in yaptığı bir araştırmaya göre Singapur’daki kişisel araçlar, 3 milyon tonluk bir karbondioksit salınımına yol açıyor. Bunun, 300 ulusal stadyumu dolduracak kadar büyük bir miktar olduğu belirtiliyor. Araç paylaşımı için kullanılan her bir paylaşımlı araba, yaklaşık 11 özel arabanın trafikten çekilmesini sağlayarak, emisyon sorununa ve çevre kirliliğine sağlam bir çözüm getireceği düşünülüyor.
Son yıllarda benzin ve dizel gibi fosil yakıtların çevreye verdiği zararlar daha da fazla gündeme getiriliyor. Otomobil markaları da bu soruna eğilerek, yeni üretim stratejileri belirliyor. Böylece yeni nesil elektrikli araçlar (Electric Vehicles: EVs), günümüzde otomobil pazarında kendilerine önemli bir yer buluyor. Gelecekte geleneksel araçlara önemli bir rakip olması beklenen EV’lere, araç paylaşımına yönelik uygulamalarda da yer veriliyor. Böylece elektrikli araçların yaygınlaştırılarak karbon salınımının azaltılması hedefleniyor.
Sıfır karbon emisyonu ile bilinen elektrikli araçlar, bir elektrik motorundan ve bataryadan güç alarak çalışıyor. Yani EV’lerde geleneksel otomobillerde olduğu gibi fosil yakıtlar kullanılmıyor. Bu sayede elektrikli araçlar, canlılığa zarar veren gazların salınımına imkân vermedikleri gibi çok daha sessiz ve konforlu bir sürüş deneyimine de olanak tanıyor. Üstelik bunu yaparken, performansları içten yanmalı motora sahip otomobillerden hiç de geri kalmıyor!
Daha temiz ve çevreci ulaşım için sen de çözümün bir parçası olmaya ne dersin? O zaman hemen TikTak’a gel, ulaşımda karbon ayak izini azaltmak için ilk adımını at!
Yazın ardından şehre dönüş vakti geldi çattı. Öğrencilerin yeni eğitim yılı başlıyor, işler yoğunlaşıyor. Şehirdeki aktivetelerin de sayısı bu dönemde artıyor. Buna bağlı olarak herkesin şehir içi ulaşım ihtiyacı da bu dönemde daha fazlalaşıyor.
DETAYLI BİLGİ