Araç paylaşımı, gelecekte toplu taşımaya sıkı bir rakip olacak gibi görünüyor. Özellikle de İstanbul gibi trafik yoğunluğunun fazla olduğu şehirlerde buna duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artıyor. Peki, toplu taşıma karşısında araç paylaşım uygulamaları sence ne gibi avantajlara sahip olabilir?

Araç Paylaşım Uygulamaları Toplu Taşımaya Kıyasla Nasıl Avantajlar Sağlıyor?

İnsan nüfusunun gitgide artması ile ortaya çıkan sorunlardan biri de mobilite! Özellikle İstanbul gibi diğer kentlerden göç alan büyük şehirlerde ulaşım problemi çığ gibi büyümeye devam ediyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre 1950 yılında dünyanın kentsel nüfusu 751 milyon iken, bu sayı 2018'de 4,2 milyara çıkmış durumda. 2050 senesine kadar ise şehirlerde yaşayan insan nüfusunun dünya geneli içerisinde yüzde 68’e yükselmesi bekleniyor.

Toplu taşımayı tercih etmek, özellikle de metropol yaşamına ait park yeri ve trafik gibi ciddi sorunların bulunduğu şehirlerde özel araç kullanımından daha avantajlı çözümler sunabiliyor. Ancak toplu taşımanın da yetersiz kaldığı pek çok duruma şimdi bile sayısız örnek vermek mümkün. Yakın geçmişte oldukça popüler hale gelen araç paylaşım uygulamaları ise, böyle durumlara bir yanıt olarak son hızla yükselişini sürdürüyor!

PBA (Phillip Boyle and Associates)’nın 2016 raporuna göre; Avustralya’nın Sidney şehrinde araç paylaşım modelinin teşvik edilmesiyle birlikte, halkın yaklaşık yüzde 20’sinin araba paylaşımına yöneldiği görülüyor. Bu da Sidney yollarından 10 bine yakın özel aracın eksilmesi anlamına geliyor.

1. Araç Paylaşımı Sana Hangi Çözümleri Vadediyor?

Kent yaşamındaki hızlı nüfus artışı ile birlikte trafikteki araç sayısı da günden güne çoğalıyor. Bu da her gün milyonlarca insanın saatlerini yollarda geçirmesine sebep olacak bir trafik sorununu beraberinde getiriyor. Aynı zamanda, trafiğe çıkan otomobil sayısının artması, karbon salınımını da artırarak çevre için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Toplu taşıma sistemi tüm bunlara yönelik bir çözüm sunuyor olsa bile, insan yoğunluğu çok fazla olan İstanbul gibi büyük şehirler için ne yazık ki yetersiz kalıyor.

Biliyor muydun?
TomTom tarafından yayımlanan 2021 Yılı Trafik İndeksi’nin sunduğu veriler, 404 şehir arasında İstanbul’un, trafik sıkışıklığı noktasında yüzde 62’lik bir oran ile birinci sırada yer aldığını gösteriyor. 2020 yılında yüzde 51 olarak açıklanan bu oranda, bir sene içerisinde yüzde 11’lik bir artış olduğu görülüyor. Yani, normal şartlarda yarım saat sürecek bir yolculuk günümüzde 19 dakika daha uzuyor. Bu da 2021 yılı içerisinde sıkışık trafikte ortalama 142 saat kaybedildiği anlamına geliyor.

Tüm bu veriler, ulaşım amacıyla kullanılan araçların özellikle de metropol hayatını nasıl sekteye uğratabileceğini gözler önüne seriyor. Son zamanların çokça tercih edilen araç paylaşım modeli ise gerek trafik sorununu gerekse de toplu taşımanın eksik kaldığı noktaları gidermek üzere kurtarıcı bir rol üstleniyor. Peki, sen de araç paylaşımının sana vadettiği çözümlerin neler olduğunu merak ediyor musun?

1.1. Kişiye Özel Kullanım İmkânı

Araç paylaşımı, toplu taşımada yakalamanın imkânsız olduğu bir konfora erişim sağlıyor. Çünkü gerek bir yerden bir yere taşınması gereken eşyaları yerine ulaştırmada gerekse de ayakta kalmadan dilediğince seyahat etmede toplu taşımanın sunamayacağı seçenekler sunuyor. Ayrıca gidilecek yere, duraklarda bekleyerek zaman kaybetmeden varmaya da olanak tanıyor.

1.2. Her An Her Saniye Ulaşılabilirlik

Geç bir vakitte ya da acilen bir yere yetişmen gerektiğinde, asla gelmeyen veya sefer saatleri bitmiş olan ulaşım araçlarının seni zora soktuğu durumlar olmuştur. Araç paylaşım modeli, hayatın her saatte aktığı dev şehirlerde kendini toplu ulaşımın sefer tarifelerine göre ayarlamana gerek olmadan seyahat özgürlüğü sunuyor. 7/24 hizmetinde olan araç paylaşım uygulamaları sayesinde, zaman kısıtlaması olmadan sana en yakın araba ile varman gereken noktaya kolaylıkla ulaşım sağlayabilirsin.

1.3. Merkezi Olmayan Noktalara Ulaşım Kolaylığı

Toplu taşıma araçları ile şehrin her noktasına ulaşım sağlamak pek mümkün olmuyor. Bazı noktalara ise toplu taşıma ile ulaşılabilse dahi oldukça fazla aktarma yapma ihtiyacı doğabiliyor. Elbette bu da büyük bir zaman kaybı ve yorgunluğa neden oluyor. Oysa her an kullanılabilir olan paylaşımlı araçlar sayesinde şehrin en ücra köşelerine bile tek seferde kesintisiz varabilmek mümkün!

1.4. Günlük Kiralamaların Vazgeçilmezi

Şöyle huzurlu bir hafta sonu planı ile her şeyden uzaklaşmayı kim istemez? Düşüncesi bile güzel olsa da sıra uzunca ve özenle yapılan hafta sonu planlarını uygulamaya geldiğinde, ulaşımın nasıl yapılacağı büyük bir sorun teşkil edebiliyor. Böyle durumlarda toplu taşıma kullanımı oldukça zahmetli olacağından genelde özel araç ile ulaşım planlaması yapmak gündeme geliyor.

Planlamalarına uygun bir ulaşım çözümü olarak sunulan araç paylaşımı, özel araç ve toplu taşımaya kıyasla pek çok avantaj sağlıyor.

TikTak, dilediğin her zaman seni A noktasından B noktasına ulaştırmak için hazır bekliyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER İÇERİK

Çalışan Yan Haklarının Dönüşümü: 2024'te İzlenmesi Gereken Trendler

Çalışan Yan Haklarının Dönüşümü: 2024'te İzlenmesi Gereken Trendler

2024 yılında çalışan memnuniyetini ve üretkenliğini neyin tetiklediğinin daha iyi anlaşılması ile yan haklar konusunda bir dönüşüm yaşanması bekleniyor. Bu dönüşüm beklentisi çalışan yan haklarının artık sadece sağlık sigortası ve emeklilik planlarından ibaret olmadığını gösteriyor.

DETAYLI BİLGİ